Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü
Mekânsal Planlama
Genel Müdürlüğü

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KONFERANSI'DA (Rio+20 ZİRVESİ) "SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTLER VE İNSAN YERLEŞİMLERİ" YEŞİL EKONOMİ ÇERÇEVESİNDE ELE ALINDI

06 Temmuz 2012
Rio+20 Zirvesi süresince “sürdürülebilir kalkınma için yeşil büyüme” konusunda bir çerçeve çizilmesi, yeşil büyüme adına sektörler bazında kamu ve özel sektör için gerçekçi ve uygulanabilir önerilerin oluşturulması ve Zirve sonucunda BM üyesi ülkelerce onaylanan “İstediğimiz Gelecek” (The Future We Want) isimli politik düzeydeki sonuç belgesi için çalışılmıştır.
 
"İstediğimiz Gelecek" isimli sonuç belgesi Bakanlığımız yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde incelendiğinde, raporun önemli çıktıları şöyledir:
Yeşil ekonomi ile ilgili ortak bir tanım yapılmamış olmakla birlikte; sürecin her ülkenin kendi ulusal sürdürülebilir kalkınma stratejileri ile planlarına göre şekillenmesi gerektiği rapordaki genel değerlendirmedir. Yeşil ekonomi ile ilgili temel yapıtaşını finansman ve teknoloji oluşturmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin bu alanda finansal destek, teknoloji transferi, kapasite arttırımı ve tecrübe paylaşımı gibi konularda desteğe ihtiyacı olduğu vurgulanmaktadır.
 
1.Sürdürülebilir Kentler ve İnsan Yerleşimleri: Kentler için bütünleşik planlama yaklaşımları ve yönetim anlayışları ile planlanması gerektiği vurgusu ile başta gecekondu alanlarının dönüşümü olmak üzere kentsel dönüşüm yoluyla kentlerin yaşam kalitesenin arttrılarak sürdürübilir kentsel gelişmenin başarılabileceği öngörülmektedir.
 
Bütüncül bir planlama yaklaşımıyla herkes için eşit ve erişilebilir (yaşlılar ve engelliler) yaşam koşullarının sağlanarak yaşam kalitesinin arttırılması, afet risk azaltımı ile iklim risklerinin kentsel planlamadaki önemi ve gecekondu alanlarının dönüşümü hususları üye ülkelerce benimsenmektedir.
 
Türkiye bu bölümde söz alarak; öncelikle metinde kamuda çevreye duyarlı kentsel gelişmenin önemi hakkında "toplumsal farkındalığın" (increasing public awareness) arttırılması konusunun eksik olduğunu ve bunun halkın sürece katılımı için önemli olduğunu ifade etmiş olup; konu metne derç edilmiştir. 
 
Ülkemiz tarafından önerilen diğer bir husus ise; "sürdürülebilir kentler için nitelikli istihdamın üretilmesi" (generation of decent jobs) gerektiği olmuştur ve bu da üye ülkelerce kabul edilmiştir. Türkiye bu bölümde son olarak geçen düşük karbonlu kentler ifadesinin silinmesini önermiş ve bu ifade de desteklenerek metinden çıkarılmıştır.
 
Sürdürülebilir kent planlamasının değişen demografik yapıları, gelir dağılımını ve kaçak yapılaşmaları dikkate alması gerektiği benimsenmiştir.
 
Son bölümde ise ulusal ve uluslararası arenada kamu ve özel sektörler arasında kurulan platform, işbilirlikleri ve ya mekanizmaların önemine vurgu yapılmıştır. Türkiye, bu bölümde UN-HABİTAT Gündemi'nin yer almasının, sürdürülebilir kentler bağlamında, yerinde olduğunu belirtmiştir.
 
2. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri / Uygulama Araçları (SDGs/MoI): Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri belirlenirken ülkelerin sürdürülebilir kalkınmanın başarılması için her ülkenin kendi ulusal önceliklerine göre belirlenmesi gerektiği ve bu önceliklerin de Zirve sonucunda kabul edilecek rapora göre belirlenmesinin uygun olacağı karara bağlanmıştır. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için hükümetlerarası bir sürecin başlatılması önerilmekte; BM Genel Sekreterliği koordinasyonunda bir çalışma grubu oluşturulması benimsenmektedir.
 
3. Afet Risk Azaltımı: Afet risk azaltımı ve iklim değişikliğine uyum konusunun entegre edilmesi ve erken uyarı sistemlerinin ulusal strateji ve planlarla bütünleştirilmesi gerekliliği üye ülkelerce desteklenmektedir.
 
5. İklim Değişikliği: İklim Değişikliği bütün metinlerin içinde geçen ve konu başlıklarında altı çizilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkelerin “Ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” çerçevesinde hareket etmesi gerektiği ve her ülkenin kendi durumuna uygun sorumluluk alması gerektiği belirlenmiştir. Finansal destek sağlanması konularında inovasyonu geliştirici teknoloji transferi ve kapasite geliştirme alanlarında gelişmekte olan ülkelerin teşvik edilmesi görüşülmektedir. Bu çerçevede Yeşil iklim fonunu uygulanmasının gerekliliği/doğruluğu ifade edilmektedir.
 
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; son yıllarda çevresel risklerin ve ekolojik yetersizliklerin önemli ölçüde azaltıldığı, sosyal eşitliğin ve insan refahının yüksek olduğu kalkınma modeli olan yeşil ekonominin önemi giderek artmaktadır.
 
Öte yandan, Zirve'nin sonuç belgesinde üzerinde önemle durulan gecekondu alanlarının iyileştirilmesi ve kentsel dönüşümün önceliklendirilmesi bağlamında, Bakanlığımızca çıkarılan, özellikle afet riski altındaki gecekondu alanlarının dönüşümü ve herkes için elde edilebilir konut sağlamayı hedefleyen, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun dünyanın gündemindeki sürdürülebilir ve yaşanabilir kentler/yerleşmeler elde edilmesi adına önemlidir.
 
UN-HABITAT’a destek verilmesi ve UN-HABITAT Gündemi'nin süreçte aktif rol alması gerekliliği üye ülkelerce önemli görülmektedir. Nitekim Türkiye olarak sürdürülebilir kentlere erişmek için 1996 yılında İstanbul Deklarasyonu ile sonlanan II. Habitat Konferansı’nın 20 yıl sonrasında, 2016 yılında, yine İstanbul’un ev sahipliğinde BM Habitat III. Konferansı’nın (Habitat+20) ülkemizde yapılması yönünde görüşmeler sürdüğünden, Rio+20 sonuç belgesinde Habitat'a destek verilmesinin önemine ayrı bir vurgu yapılması Bakanlığımız açısından olumludur.
 
UNEP’in küresel çevre otoritesi olarak güçlendirilerek üye ülke devletlerinin temsil edildiği bir konsey kurulması ayrıca üye ülke temsilcilerinin katılımı ile küresel uzman bilgi paylaşımı sağlayabilecek bir network oluşturularak çevresel bilgi paylaşımının yaygınlaştırılması karara bağlanmıştır.
 
Sonuç Belgesi'nde değinilen yeni bir konu da afet risk azaltımı ve iklim değişikliğine uyum konusunun entegre edilmesinin önemidir. Nitekim Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, IDEP (Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı) ve KENTGES (Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı) kapsamında afet risk azaltımı stratejileri ile kentsel gelişme arasındaki ilişkiye dair Bakanlığımızca çalışmaların yürütülüyor olması, sürdürülebilir kentsel gelişme adına yapılan önemli çabalar olarak değerlendirilebilir.
Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır